YUNUS GİBİ...
Aşk oduyla
yanabilsem,
Kevser ile
yunabilsem,
Canı bir Hakk'a
adayan
Yunus gibi olabilsem...
Gönül haddini aşmayan,
Doğru yolundan şaşmayan,
Eğri yolu dolaşmayan
Yunus gibi olabilsem...
Gönül gözü ile gören,
Tezgâhta sevgiyi ören,
Canını hak yolda veren
Yunus gibi olabilsem...
1990, Gaziantep
Bülent ÖZCAN
GÜNÜN
HİKAYESİ
"Geçinmek
için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor...
Neyi
özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini kurmaya
cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum...
Kaç
yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor...
Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için
Bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek
istiyorum...
Ay'ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni
ilgilendirmiyor...
Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatının ihanetlerince
açılıp açılmadığını, daha fazla acı korkusuna kapılıp kapılmadığını
bilmek istiyorum...
Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi
acınla oturup oturamayacağını bilmek istiyorum...
Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın
sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için
uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar
doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum...
Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni
ilgilendirmiyor...
Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına
uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi
ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum...
Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek
istiyorum...
Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek
istiyorum...
Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını;
Bir gölün kenarında durup gümüş Ay'a "EVET!" diye bağırıp
bağırmayacağını bilmek istiyorum...
Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğun beni
ilgilendirmiyor...
Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da
olsan, çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını
bilmek istiyorum...
Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor...
Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek
istiyorum...
Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor...
Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek
istiyorum...
Kendinle yalnız kalıp kalamadığını ve o boş anlarda sana arkadaşlık
eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum..."
Oriah Mountain Dreamer
(Kanadalı Bir Kızılderili)
Dört mum
yavaşça yanıyordu.
Ortam çok
yumuşaktı ve konuştukları duyuluyordu:
İlki
söyledi;
Ben Barışım
.
- Artık
kimse benim yanık kalmamı sağlamıyor,sanıyorum söneceğim
.
Alevi hızla
azaldı ve bütünüyle söndü.
İkincisi söyledi;
Ben İnancım:
- Neredeyse herkes benim artık gerekli olmadığımı düşünüyor o
nedenle daha fazla yanık kalmama hiç gerek yok .
Konuşmayı bitirdiği zaman, bir rüzgar hafifçe esti ve onu
söndürdü.
Üçüncü mum üzgünce sırası gelince konuştu ;
Ben Sevgiyim:
- Yanık kalmak için artık gücüm kalmadı. İnsanlar beni bir kenara
bıraktı ve önemimi anlamadı. Kendilerine en yakın olanları bile
sevmeyi unuttular . .
Ve hiç zaman yitirmeden söndü.
Ansızın bir çocuk odaya girer ve üç mumun yanmadığını görür.
- Neden yanmıyorsunuz sizin sonuna kadar yanmanız gerekir.
Bunu söyleyerek çocuk ağlamaya başlar.
Ardından dördüncü mum söyler ;
- Korkma ben hala yanıkken diğer mumları yeniden
yakabiliriz.
BEN UMUDUM !
Parlayan gözlerle çocuk umut mumunu aldı ve diğer mumları tekrar
yaktı!...